Aplastik anemi, kanda kan hücerelerinin sayısının veya özelliklerinin ciddi biçimde azaltılması ile ortaya çıkan tıbbi bir durumdur.Bu çalışmada, aplastik aneminin nedenleri, risk faktörleri, belirtileri ve tedavi seçenekleri üzerinde durulacaktır. Aplastik anemi özellikle çocukluk, ergenlik ve yetişkinlik yaş grubunda, her iki cinsiyet için de önemli oranda yaygındır.
1. Aplastik Anemi: Tanım, Tedavi ve Komplikasyonlar
Aplastik anemi, güçsüz ve atipik kök hücrelerin kaybına bağlı bir kalp hastalığıdır. Tanımlanan birkaç temel olguyu kapsar – yaşam için gerekli olan kırmızı kan hücrelerinin düşük sayıda üretilmesi, üretim ve işlev bozuntuya uğraması ve aplastik anemi için tipik olarak karakterize olan kan sayımındaki düzensizlikler. Klinik olarak, aplastik aneminin önemli bulguları arasında; kansızlık, yorgunluk, halsizlik, ateş, kızarmış dudaklar, döküntü ve yüksek iltihap parametreleri sayılabilir.
Aplastik anemi tedavisinin amacı, özellikle kan hücre sayımı düşüşleriyle ilgili, özelliği etkileyen sebebi tespit etmek, anemi ve diğer klinik bulguları tedavi etmek, vücudun kan hücrelerinin üretimini teşvik etmek ve komplikasyonların oluşmasını engellemektir. Tedaviler, hastanın tedaviye ihtiyacına göre değişebilir ve aşağıdaki seçenekleri içerebilir:
- Kemoterapi: Doz ayarlandıktan sonraki yan etkiler minimal olabilir ancak kan hücrelerini zarar görebilecek miktarda etkileyebilir.
- Kök hücre transplantasyonu: Alıcıya donör arasındaki farklılıkların en aza indirilmesi, transplantasyonu yaygın olarak kullanılan bir tedavi seçeneği olarak kullanılabilir.
- Radyasyon: Kanser tedavisinde tek başına kullanılan küçük bir radyasyon dozunun, belirli kanser türlerinde kan hücre üretimini artırabildiği bilinmektedir.
Aplastik aneminin komplikasyonları, özellikle tedavisiz kalındığı durumlarda oluşmaktadır. Komplikasyonlar, özellikle aşırı çatlaklık veya kötü göç durumlarında, pnömoni, böbrek yetmezliği ve akut lösemide artışa neden olabilir. Ayrıca, bazı hastalarda, aplastik aneminin kronik bir hastalığa dönüşebileceği ve kanının alınması gerekeceği de bildirilmiştir.
2. Hematolojik Parametreler ve Aplastik Anemi
Hematolojik parametreler aplastik anemilerin etiyolojisini belirlemek ve tedavi stratejisini oluşturmak için önemli bir konudur. Aplastik aneminin belirtisi olarak değerlendirilen hematolojik değerler arasında, kan sayımı, beyaz küre sayımı ve eozinofil sayımı öne çıkmaktadır:
- Kan Sayımı: Aplastik aneminin özelliği olarak, red blood cell (RBC) ve trombosit aritmikleri, anemi belirtileri olarak kendine çekicilik göstermektedir. RBC’lerin sayısının normal olarak 3-5 milyondan düşük olduğu görülebilir. Aynı zamanda plazma fizyolojik parametreleri de düşük seviyede gözlenmiştir.
- Beyaz Küre Sayımı: Aplastik aneminin bir başka özelliği olarak, beyaz kan hücre aritmilerinin tanısında öne çıkmaktadır. Beyaz küre sayısı normalin altında olabilir, ancak hipokrenmik veya hiperkrenmik yapılar görülebilir.
- Eozinofil Sayımı: Aplastik aneminin ayırıcı tanısında, eozinofillerin sayısının normalin altında olması önemli bir bulgudur. Eozinofillerin normal olarak 0.2-5% arasında bulunması beklenir.
Hematolojik parametreler dışında, aplastik aneminin tanı ve tedavisi için diğer testler de önemlidir. Bu testler aşağıdaki gibidir; genetik testler, iskelet sistemi ultrasonografisi ve kanda eozinofilik atipi varlığının değerlendirilmesi. Yalnızca hematolojik parametrelerle aplastik anemi teşhisi edilemez, ancak bunlar ile birlikte hastanın testlerinin Değerlendirilmesi, aplastik anemi de diğer klinik tablolardan ayırt edilmesini kolaylaştırır.
3. Aplastik Anemi Tedavisi ile İlişkili Risk Faktörleri
Hemoliz
Hemoliz, aplastik anemiden kaynaklanan en sık risk faktörüdür. Bu durum, hemoglobin ya da kırmızı kan hücrelerden oluşan ve vücutta oksijen taşıyan molekülün ortadan kaldırılmasıyla ilişkilidir. Genellikle, aplastik anemi hastalarının kanındaki hastalıkla beraber anti-hititiklerin abartılı kullanımından kaynaklanır.
Kronik Enfeksiyonlar
Özellikle de uzun süreli olanlar, aplastik anemideki riski artırır. Bunun sebebi, aplastik anemi hastalığının alevlenmesine sebep olan bazı mikroorganizmalardır. En sık görülenler, Streptococcus Pneumoniae, Haemophilus Influenzae, Moraxella Catarrhalis, Klebsiella Pneumoniae ve Chlamydia pneumoniae‘dir. Yine, özellikle 16-18 yaş grubu, HIV/AIDS gibi ciddi enfeksiyonları takibeden aplastik anemi ile karşılaşma riski yüksektir.
4. Aplastik Anemi ve Kök Hücre Nakli Tedavisi
Aplastik anemi, otoimmün hastalıklar veya toksinler tarafından tedavi edilemeyen kötü bir kan hastalığıdır. Aplastik anemi, çoğunlukla kanda normal hücrelerin miktarının düşük kalmasından kaynaklanır; bu, hasta için kan pompalamak ve oksijeni dokulara taşımakta güçlük oluşturabilir. Kök hücre nakli, nötrofil, lökosit, trombosit ve diğer hücrelerin miktarının yeterli derecede artmasını sağlamak için hemosorpsiyonlar arasında en iyi seçeneklerden biridir.
Kök hücre naklinin en önemli yararı, laboratuvar çalışmalarındaki teorileri doğrulamak için kullanılan doğal ve ekonomik kaynakların israfını en aza indirmesidir. Buna karşılık, yakınlarda patentli kök hücre nakli tedavisi başarıyla uygulanmış olsa da, aplastik anemi durumunda kişilerin kanının doğal olarak, özellikle de verilen kök hücre nakli sonuçlarının istenen düzeyde artmasının sağlanmasında bazı problemler vardır. Bunun nedeni, üretilen kök hücrelerin birkaç gün süreyle laboratuvarda uygun biyolojik ortamda saklanmasıdır.
- Aplastik Anemi: Otoimmün hastalıklar veya toksinler tarafından tedavi edilemeyen kötü bir kan hastalığıdır.
- Kök Hücre Nakli: Nötrofil, lökosit, trombosit ve diğer hücrelerin miktarının yeterli derecede artmasını sağlamak için hemosorpsiyonlar arasında en iyi seçeneklerden biridir.
Aplastik anemi, gelişmiş ülkelerde nadir görülen çok ciddi hastalıklar arasındadır. Bu makalede, aplastik aneminin tanımı, nedenleri, tedavi seçenekleri ve önlenmesi hakkında bilgiler verilmiştir. Gelecekte, çeşitli tedavi seçeneklerinin gelişmesiyle, inanıyoruz ki aplastik anemi için çok daha başarılı tedavi seçenekleri bulunacaktır.