Osteoporoz (kemik erimesi) nedir? Belirtileri ve tedavi yöntemleri nelerdir?

Osteoporoz, kemik erimesi olarak da bilinen, hayat boyu devam eden bir hastalıktır. Osteoporoz, tüm ülkelerin güçlükle başa çıkmaya çalıştığı önemli bir sağlık sorunudur. Bu makalede, Osteoporozun ne olduğu, hastalığın belirtileri ve tedavi yöntemleri üzerine detaylı bir bakış atılacaktır. Osteoporozla ilişkili diyet ve içtimai yararlar da ayrıca önerilmiş olacaktır.

Osteoporozun Tanımı

Osteoporoz, kemik mineral yoğunluğunun küçük bir süre için çok düşük olmasıyla tanımlanan, kemiklerin dayanıksız hale gelmesiyle sonuçlanan kronik bir hastalıktır. Osteoporoz, kemik yoğunluğundaki düşüşlerin dengeyi bozarak, vücut için çeşitli problemlere yol açabilecek bir hastalık olarak kabul edilmektedir.

Osteoporozun geniş bir semptom varyantı yaygın olarak kabul edilmektedir. Bu varyasyonlar, ağrı, aşırı hastalık potansiyelinin yanı sıra görsel kimlikle birlikte kemiklerdeki kırılma olasılığı arttırılmaları şeklinde kendini göstermektedir. Ağrık varisen, eklem deformasyonu veya omurga boşlukları gibi semptomlar da olabilir.

  • Kemik Mineral Yoğunluğu: Osteoporoz tanımı için temel kriter, kemik mineral yoğunluğunun çok düşük olduğu hakkında uzmanların tespit etmesidir.
  • Kronik Hastalık: Osteoporoz kronik bir hastalıktır ve ömür boyu devam edebilir. Tekrar eden fiziksel etkinlikler ve diyet düzenlemesi kemik hastalıklarının şiddetini kontrol etmek için kritiktir.

Osteoporoz Belirtileri

Osteoporoz, kemik yoğunluğundaki anormal düşüşün saptandığı ve çoğunlukla yaşlanma sırasında görülen bir metabolik hastalıktır. Bazı farklı belirtiler, osteoporozun varlığının infere edilmesine yardımcı olacaktır. Bu belirtiler, daha önce sonuçlanmış kırıklar dahil olmak üzere şunları içerir:

  • Belirgin kemik kırıkları
  • Uzun süren incinmeler
  • Kemik ağrısı
  • Pegütasyon (sık veya uzun ömürlü kas ağrısı)
  • Küçük boyut ve miktarda kırıklar

Diğer birçok belirti, genellikle artan yumuşama ile ilişkilendirilebilir. Son derece düşük kemik yoğunluğu kaybı ile odaklanan osteoporoz, özel olarak aşağıdaki belirtilerin göstergesi olabilir:

  • İndirgeme (nefes darlığı ya da solunum sıkıntısı)
  • Gırtlak veya kaslar arasındaki sıkıştırma
  • Göğüs kafesinde deformasyon
  • Lenf nodlarının ağrısı
  • Kemiklerin derinliklerinde ağrı

Bu belirtiler, diğer olumsuz etkilerdir ve çoğu zaman ek olarak görülebilir. Diğer belirtiler, iç organ enflamasyonu veya bağ dokusu hastalıklarına odaklanan bulgular arasında hatırlanmalıdır.

Osteoporozun Tedavi Yöntemleri

Osteoporoz tedavisinde genel olarak iki temel yaklaşım bulunmaktadır. Kemoterapötik İlaçlar ve Fiziko-Tübbi destek tedavisi.

Kemoterapötik İlaçlar:

  • Bisfosfonatlar: Özellikle A vitamini’nden alınan alendronat, risendronat gibi ilaçlar osteoporoz tedavisinde kullanılan kemoterapötik ilaç türlerindendir. Bu ilaçlar kalsiyum emilimini artırarak kemik yoğunluğunu arttırmaya yardımcı olabilirler.
  • Kalsitonin: Ağızdan alınan bir hormondur. Kalsiyumun kemiğe geçişini düzenleyerek, kemik kaybının azaltılmasında destek olmak için kullanılır.

Fiziko-Tüpmi Destek Tedavisi: Bunun için öncelikle, kişinin yaşı ve ilişkili hastalıklarının fiziksel aktivitede bir kısıtlama oluşturup oluşturmadığına bakılmalıdır. Daha sonra, temel günlük faaliyetlerin desnifresi ile beraber günlük olmayan skeçsel egzersizler uygulanır.

Kemik yoğunluğuna bağlı olarak, diğer tedavi seçenekleri arasında denge ve istikrarlı erken hareket egzersizleri, kuvvet egzersizleri, hesaplı maruz kalma egzersizi, uygun beslenme ve kemik kaybının azaltılması için destek nitelikte vitamin ve mineral kullanımı da yer almaktadır. Kaynaklara dayanarak, bu yöntemlerin kombinasyonuyla osteoporoz hastalarının kemik kaybını azaltmaya ve bağ dokusunu güçlendirmeye destek olabilir.

Osteoporozun Öngörülebilirliği

Osteoporoza bağlı olası sağlık problemlerinin öngörülebilirliğinin bilinmesi önemlidir. Bir yetişkinin osteoporoza duyarlılık düzeyi, risk faktörlerinin kapsamına, kemik mineral yoğunluğunun ölçülmesine ve bireyin özelliklerine bağlıdır. Öngörülebilirlik aşağıdaki faktörlere dayanır:

  • Kemik mineral yoğunluğu: Kemik hasarının önlemesi veya osteoporozun kontrolü için kemik mineral yoğunluklarının ölçülmesi önemlidir. İdeal olan, kemik mineral yoğunluk değerlerinin T-skor değerleri olmasıdır.
  • Vücut kitle indeksi: Vücut kitle indeksi (BMI), vücut ağırlığının boyun boya karşılık gelen uygun seviyede tutulmasını sağlar. Yüksekya da düşük olan vücut kitle indeksi, kemik metabolizmasında değişmişin anlamına gelebilir.
  • Yaşam tarzı ve diyet: Yaşam tarzı ve diyet, kemik sağlığını etkilemede önemli rol oynar. Kalp sağlığının geliştirilmesi için önerilen tüm diyetler diyet, kemik sağlığını da olumlu yönde etkiler.

Yetişkinlerin osteoporoz riskini öngörebilmek için, bazı özel risk testleri kullanılabilir. Bu testler, bireylerin yaş, bölge, cinsiyet, vücut kitle indeksi, omurga ve ayak bileği kemik mineral yoğunlukları, kemik metabolizmasındaki değişikliklerin miktarı veya kaybı gibi bilgileri kapsar. Bu testler, ayrıca, hastalardaki mevcut ilaçları, vitaminleri, mineralleri ve diğer olası risk faktörleri de kapsar. Bu faktörler, osteoporozun öngörülmesini kolaylaştırmak için yardımcı olur.

Son olarak, Osteoporoz’un belirtilerini ve tedavi yöntemlerini anladığımıza göre, öncelikle riskli durumlardan uzak durmamız ve sağlıklı yaşam tarzı alışkanlıklarını geliştirmemiz gerektiğini söylemek gerekir. Sağlık profesyonellerinin önerilerine uyarak ve diyetinizden yeterli çinko içeren gıdalar tüketmeyi unutmayarak, doktorunuzun veya beslenme uzmanınızın tavsiyeleri ile ilerlemeyi hedefleyin.

Randevu Al

Randevu için bize telefonla ulaşabilir veya aşağıdaki formu doldurabilirsiniz